Gülay: Hayallerin mutluluğa katkısı nedir?
Fakirin ekmekleri
Bu soruyu bana ileteli neredeyse iki gün oldu Gülay... Oturup yazmaya vaktim olmadı ama aralarda aklıma düştü, kısa anlar boyunca durakladım ancak nedense üzerinde derin düşünmedim bir türlü. İçimde bir ses, bu konuyu ve yanıtını o zaman değil, yanıtı kaleme almakta iken düşünmemi söylüyordu. Dinledim o sesi ve inan, düşünmeye şimdi parmaklarım klavye üzerinde gezindiği bu dakikalarda başlayacağım. Bakalım, aklımdan neler geçecek, okurlarımıza hangileri ulaşacak…
Bu yazmak biçimi bu yazı dizisinin başında verdiğim söze de uyuyor ayrıca. Bir solukta, bir batında yazmak… Kalemin ucunu daldırmak mürekkebe ve başlamak yazmaya. Olabildiğince sadelik ve içtenlikle, eksiğiyle, fazlasıyla… Doğallık ile, o an olduğunca, hissedildiğince… Yapmacıksız… Bence…
Hayal ilkin ufuk ile bağdaşıyor olsa gerek. O, sınırlarını belirleyip durduğumuz ufkumuz ile. Hangi amaç, hangi arzu, hangi önceliğimiz bizi hangi yöne çağırıyor. O çağrılardan hangilerine kulak veriyoruz? Bir şekilde duyup, dinleyip kaydettiklerimiz arasından önem ve değer verdiklerimiz hangileri? Baktığımız yönde ilerlemek adına kendimiz ile barışık mıyız?
...
...
...
Yazının devamı için başlığa tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder